Kolajen, vücutta doğal olarak bulunan bir proteindir. Vücudun formunu koruyan matrisi sağlar ve özellikle cildin elastikiyetini ve sıkılığını korur. 30 yaşından itibaren vücuttaki kolajen üretimi %2 oranında azalmaya başlar. Kadınlarda menopoz döneminin ilk 5 yılında ise vücuttaki kolajenin yaklaşık %30’u kaybedilir.
Kolajen eksikliğinin ciltte görülen belirtileri; cildin nem ve sebum dengesinin bozulması, cilt kuruluğu, ciltte sarkma, ciltte kırışıklık, cilt üzerinde ton eşitsizliği, solgun cilt görünümü ve kazayağı oluşumu şeklindedir. Dolayısıyla kolajen eksikliği net bir şekilde hissedilebilir.
Eklem, kıkırdak ve bağ dokulardaki belirtileri; kas kütlesinde azalma, spor yaralanmalarından sonra iyileşme sürecinin uzaması, kemik yapısında güçsüzlük, kıkırdak-kas-kemik erimeleri, kıkırdak dokuda yıpranma, hareket sırasında eklem ağrıları olarak sıralanabilmektedir.
Bunların yanı sıra görülen diğer belirtiler ise; tırnak ve saçlarda kırılma, yüz ve gözde çukur görünüm, diş eti kanamaları, selülit oluşumu, vücutta ortaya çıkan morluklar ve aşırı yorgunluk olarak sıralanabilir.
Kolajen takviyesi alınmasa da tüketilen yiyeceklerin bazıları kolajen bulundurduğu için vücuda kolajen alınmış olur. Yiyeceklerden doğal olarak alınan kolajen miktarı, cilt sarkmalarının ya da eklem ağrılarının önüne geçmek için yeterli bir miktar değildir. Bedenin kolajen üretimine destek olmak ve kolajen kaybını yavaşlatmak için yaş ilerledikçe kolajen takviyesi kullanmak gerekmektedir.
Comments